ATATÜRK'E YAZILAN SiiRLER
BİR RESİMDE ATATÜRK
|
GAZİ’YE TARİH Onu tarihe sorun, yoktur eminim bir eşi, O güneş yüzlü,güneş sözlü, güneşler güneşi! Sözü halkın dilidir, gözleri hakkın ateşi, O güneş yüzlü, güneş sözlü güneşler güneşi! Yurdu sarmıştı karanlık, onu yırtıp atan O. Soğuyan kanlara bir başka hareket katan O. Kararan gözleri bir lahzada aydınlatan O. O güneş yüzlü, güneş sözlü, güneşler güneşi! İnkılap ordusu nur ordusunun rehberidir, Milletin şehperidir, memleketin şehperidir,(1) Onu beklerdi vatan bunca zamandan beridir, O güneş yüzlü, güneş sözlü güneşler güneşi! Ayrılıp Çankaya’dan Hazret-i Gazi geliyor, Saçının haznesi zulmetleri ok ok deliyor, Şehre kalbindeki tarihi alıp yükseliyor: “Bu güneş yüzlü,güneş sözlü,güneşler güneşi!” (1)Şehper :Kuş kanadının en uzun tüyü. Yusuf Ziya ORTAÇ |
KAHRAMAN
GİDİYOR
|
ATAMA AĞIT I. Sırma sarısını yay saçlarına, Gözüne rengini koy denizlerin; Düşün dudakların en incesini, Yüzüne tuncunu ver benizlerin. Onda yürüyüşün en yiğitçesi, Onda bükülmezi vardı dizlerin. Gezerdi ülkede bir Hızır gibi Em olup derdine çaresizlerin. II. Durgun bir denizi andırır dışı, İçi hiç sönmeyen bir yanardağı. Sesinde ıslığı eser kuvvetin, Sözünde şahlanır Hakkın bayrağı. Gökle güneş gibi buluştu onda Sezinin sağlamı, duyunun sağı, Yıkarak kökünden Osmanlılığı O gömdü tarihe bir Ortaçağı. III. Dağlar dümdüz olur işaretiyle, Ürperir ovalar avazesine; Devrilir hıncına çarpan ordular, Kaleler dayanmaz yelpazesine; Fikrin, güzelliğin, aşkın, her şeyin Bağlıydı daima en tazesine; Yaşadı başı dik, dünyaya karşı, Getirdi dünyayı cenazesine! IV. Onsuz kaldığını bilse tabiat Bağlar üzüm vermez, bahçeler kurur; Okşar saçlarını Ezelin eli, Yüzüne ebedin ışığı vurur. Övünür insanlık eserleriyle, Yurt onun sevgisi üstünde durur. Adıdır kurduğu devlete temel, Ünü kurtardığı millete gurur! Fani varlığını kaybetti ama, Simgesi yurdumun burçlarındadır. Engin ufuklara uzanmış kolu, Hızı altı okun uçlarındadır! Kadının, erkeğin hafızasında, Gencin, ihtiraın düşlerindedir. Yayla yellerinde eser gölgesi, Sesi bahçemizin kuşlarındadır! Ben mi yazacaktım göçüm gününü Dökerek ardından böyle gözyaşı? Ben ki ona büyük gezilerinde Oldumdu bir küçük yol arkadaşı. En son durağına varmadan ömrün Kapadı yolunu bir mezar taşı… Büyük kurucusu cumhuriyetin, Hürriyet aşıkı milletin başı! Kemalettin KAMU
|
BÜYÜK GAZİ’YE Sen ki hilkat denilen ummanın En büyük incisisin, O, bu ulvi vatanın talihinin En güzel yıldızıdır; Bir dehaet ki güneşten yüksek, Ve semavat ile ünsiyeti var. Sen dururken ona gelmez noksan. Kaplıdır toprağı zırhınla senin; Hep rehakar değil ey Gazi, Bu müsellah vatanın sen hem de Ebedi bekçisisin. Bu mesalip – zede cemiyyete sen Yeniden bir vatan ettin ihda Görüyor şevk-i tuluunla senin Yeni bir iyd-i zafer İstanbul; Kendi asar-ı dehanın belki Sen de hayretçisisin. Kainatlarda tecelli buyuran Halik’ın sende o hasiyyeti var. Abdülhak Hamid TARHAN |
MUSTAFA KEMAL’İ GÖRDÜM Daha dün gördüm Mustafa Kemal’i... Işıl ışıldı sabah güneşinde, Mavi gözlerinde vatan parlıyordu, Vatan parlıyordu yine. Daha dün gördüm Mustafa Kemal’i... Kolları çepeçevre sarmış vatanı, Nabzını yokluyordu milletinin, İçinde eski günlerin heyecanı. Daha dün gördüm Mustafa Kemal’i... Dudaklarında gülüyordu vatan Bir zafer türküsü O’nun dilinde, İçinde O vardı bir yandan. Daha dün gördüm Mustafa Kemal’i... Daha dün ışıklar içinde, Yudum yudum içmiş memleket sevgisini, Yudum yudum sinmiş her yere. Mustafa CANPOLAT |
Bu sitenin son güncelleştirilme tarihi 19/09/02
Desinged by SunShine
Görüş ve istekleriniz için e-mail adresim: zekiakan@yahoo.com